Meslek Aşırı Sahiplenmesi: 'Vocational Awe' Tuzağına Düşüyor Musun?

Günümüzde birçok insan, işini sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam amacı olarak görüyor. Hele işin içinde toplum yararı, ahlaki misyon veya dünyayı daha iyi bir yer haline getirme çabası varsa, bu his iki katına çıkıyor. Ancak bu yaklaşımın bizi bazen yanlış bir yola sürüklediğini hiç düşündünüz mü?

İşte karşınızda yeni bir kavram: Vocational Awe! Türkçeye çevirdiğimizde mesleki hayranlık/aşırı sahiplenme diyebiliriz. Özünde, çalıştığın işin anlamı o kadar fazla büyütülür ki; düşük maaş, uzun mesai, bitmeyen sorumluluklar gibi pek çok olumsuzluk adeta görmezden gelinir.

Bu Kavram Nasıl Ortaya Çıktı?

İlk olarak kütüphaneciler arasında kullanılan bu terim, zamanla sağlık, eğitim, medya ve hatta STK çalışanları gibi işin 'amacı' üzerinden motive olan tüm alanlara yayıldı. İşin manevi değeri çalışanları "katlanmaya zorlayan" bir unsur haline geliyor. Kısacası: "Madem bu işi seviyorsun, o zaman fedakârlık edeceksin."

İyi Niyet, Kötü Şartların Kılıfı mı?

Bazı meslekler doğası gereği daha fazla fedakârlık gerektirebilir. Ancak bu fedakârlık zamanla suistimal edilebilir hale geliyor. İşverenler, misyonun gücünü kullanarak çalışanlardan fazla mesai, düşük ücret ve esnek olmayan koşullar talep edebiliyor. Bunu sorguladığında ise sıkça şu cümlelerle karşılaşıyor insan: “Ama bu iş kutsal, zaten para için yapılmaz ki!”

Bir Hayalim Var Ama Cüzdanım Boş

İş dünyasında arzuların ve ihtiyaçların çatışması her zaman olur. Hayalinizdeki işi yaparken aynı zamanda geçinebileceğiniz, özel hayatınıza zaman ayırabileceğiniz, hatta kendinizi geliştirebileceğiniz bir iş ortamı arzusu "lüks" değil, bir hak olmalı. Çünkü aidiyet hissettiğiniz bir işe kendinizi adarken, bedenen ve ruhen çöküş yaşamak kimsenin tercihi değil.

Vocational Awe Tuzağından Nasıl Kurtulabiliriz?

📌 İşte bu konuda sana birkaç öneri:

  1. Gerçekçi Ol, Termostat Gibi Düşün: Kendi sınırlarını belirle. Termometre gibi pasif olup sıcaklığa göre değişmek yerine, termostat gibi ortamı analiz et ve ayarını sen yap. Yüksek beklentiler yerine, sürdürülebilir hedefler koy.
  2. İşin, Hayatının Tamamı Olmak Zorunda Değil: Hayatını sadece işle doldurma. Kendine şu soruyu sor: “Bu iş bana anlam katıyor ama hayatımdaki başka hangi yönler bana gerçekten mutluluk veriyor?”

İnandığın İş ve Hak Ettiğin Hayat Bir Arada Olabilir

Bu iki şey birbirine zıt değil. Mesleğine aşık olabilirsin, ama bu seni kötü koşulları kabullenmeye zorlamamalı. Hem işine saygı duy hem de kendine kıymet ver. Unutma; değerli olan iş değil, senin o işi yapan insan olmandır! 💪

Bonus 🚀

Alanını değiştirmeyi mi düşünüyorsun? İstatistikler seni korkutmasın. Bazen en mantıklı adım; sonucun ne olacağını düşünmeden, sadece içinden geldiği gibi harekete geçmektir. Kendin için, ruh sağlığın için, hayatı kaçırmamak için… ✨

Yolun açık, algın açık olsun!