İklim Kriziyle Vedalaşmak: Buzulların Sessiz Çığlığı
Günlerden bir gün, bir grup insan bir dağın yamacına toplanır. Amaçları ne konser, ne de kamp yapmak… Bu insanlar bir buzula veda etmeye gelmişlerdir. Evet, yanlış duymadınız: buzul cenazesi…
Birkaç yıl önce ilk örneği İzlanda'da yapılan bu sembolik tören, küresel ısınmanın en dokunaklı yüzlerinden biri hâline geldi. 2019 yılında, zamanında 38 km²'lik bir alana yayılan Okjökull buzulunun artık yok oluşunu anmak için insanlar bir araya geldi. Bazıları dua etti, bazıları meyve bıraktı, bazıları susarak yas tuttu…
🌍 Buzulların Arkasından Gözyaşı Dökmek
Bu törenler, sadece doğanın kaybını anlatmak için değil, toplumların çevreyle olan bağına da dikkat çekiyor. İster Himalayalar’da ister İsviçre’de olsun; dağ başındaki bir buz kütlesi, oradaki topluluklar için sadece manzara değil. Onları sulayan, besleyen, yön veren bir yaşam demeti.
Bu yüzden insanlar o buzul eridiğinde, sadece doğanın değil, kendilerinin de bir parçasını kaybettiklerini söylüyor. Bu ruh hâli, modern psikolojide 'solastalgia' olarak tanımlanıyor. Yani, insanın yaşadığı çevre değiştikçe hissedilen hüzün, yabancılık ve kayıp duygusu.
🔥 İnsan Eliyle Gelen Felaket
Her yıl daha sıcak yazlar, daha kurak kışlar ve daha hızlı eriyen buzullar... Bilimsel çalışmalar, buzul gerilemelerinin %90’ından fazlasının doğrudan insan kaynaklı olduğunu gösteriyor. Karbondioksit salınımı, ormansızlaşma ve kontrolsüz sanayileşme buzulları yok eden başlıca faktörler.
Sanatla, ritüellerle, yazılarla bu çevresel yas ifade edilmeye çalışılıyor. Örneğin, İsveçli-Amerikan sanatçı Ohan Breiding’in "Belly of a Glacier" isimli çalışması, insanların buzulları korumak için üzerlerini beyaz örtülerle kaplamasını belgeliyor. Bir tür kış battaniyesi, ama yazın sıcağına karşı direnmekte çaresiz.
🧘♀️ Bize Ne Düşüyor?
Belki ömrümüz boyunca bir buzula dokunmamış olabiliriz. Ama bu onların yok oluşunu hissetmediğimiz anlamına gelmiyor. Görseller, haberler, belgeseller bile bir doğa parçasını yitirmenin acısını paylaşıyor bizimle.
Yapabileceğimiz şey mi? Az tüketmek, çok korumak. Geri dönüşüm alışkanlığı edinmek, karbon ayak izimizi azaltmak, çocuklarımıza bu değerleri aktarmak… Kutuplaşan değil birleşen bir dünya için doğaya borcumuzu ödemenin tam zamanı.
👀 Bonus: Bahçendeki Sefere Çık
Buzullar uzak mı geldi? O zaman kendi arka bahçende bir safariye çık. iNaturalist gibi uygulamalarla binlerce türü keşfedebilirsin. Belki de bu doğa keşifleriyle, çevreni biraz daha sevmeye ve anlamaya başlarsın.
Sonuç olarak: Buzullar artık sadece coğrafya kitaplarında değil, cenaze törenlerinde anılan kayıplarımız. Onların ardından yas tutarken, tüm doğayı daha çok sahiplenmeliyiz. Çünkü bu hikâyenin finali, yalnızca buzullar için değil, bizim için de yazılıyor…
