Akıllı cihazlarımızın sosyal hayatımızla uzaktan yakından bir alakası var mı? 

"Var tabiii" dediğinizi duydum, bana ezikmişim gibi baktınız bu soru için ama ben onu demek istemedim leydiis end centılmın.

Akıllı cihazlarımız bizi ilişkilerimizde giderek daha "terbiyesiz" ve "küstah" bir boyuta taşıyor gibi. Ne zaman böyle teknoloji ve sosyal ilişkiyi karşılaştıran bir araştırma, bir anket veya bir yazı görsek hemen kendimizi orada anlatılan, teknolojiden kötü etkilenmiş insanlardan ayırır ve "Ben onlardan değilim, ben gayet edepli ve ölçülü kullanıyorum" deriz. Ama maalesef öyle değil babalar, hemde hiç öyle değil.

Hepimiz biliyoruz ki, bu süper akıllı cihazlar ve paralelinde gelişen kablosuz iletişim çeşitliliği (WiFi-3G-4,5G falan feşman) hayatı parmaklarımızın ucunda idare etmeye ve etrafımıza bakmaktan ziyade gözlerimizi süper amoled veya retina ekranla kör etmeye kadar varan ciddi sahte-sosyal bir ortama sürükledi bizi.

İşte tam bu noktada demek istiyorum ki, bu şeyler bizi küstah ve terbiyesiz hale soktu. Yüz yüze asla söyleyemeyeceğiniz şeyleri sonuna ( :) ) ekleyerek söyler oldunuz, sağa sola gezmeye gidenler fotoğraflarını paylaşınca, fotoğrafın altına güzel yorumlar yazarken veya "beğen" tuşunu istemeye istemeye ararken aklınızdan türlü fesatlıklar, türlü kıskançlıklar geçirdiniz. Yalan mı? Sahtekar, terbiyesiz, küstah olduk.

Yolda görse korkudan yönünü değiştirecek adam, size yorumlarda laf sokar olmuş ama sonuna da gülücük :) koymayı unutmamış. Ya zevkten ya da karşılaşma ihtimaline karşı "şaka len şaka" tadında.

Peki nasıl oldu da, bizim kibar iPhonelarımız, Galaxy S küsuratlarımız bizi bu hale getirdi. 

Evinden çıkmadığı halde kendini sağda solda etiketleyen, "hastayım yatıyorum" diyerek durumunu güncelleyen ve cafelerde barlarda yakalanan sonrada pişkin pişkin "Olum acıtasyon yapıyorum, geçmiş olsun diye yorum yapsınlar en azından" diyen müsveddeler tam aramızda.
[post_ads]
Aslında bu akıllı telefonlar bizi 14 yaşına, ergen damarın attığı yıllara çekiyor. Hani olmadığımız halde oymuşuz gibi yaptığımız, karakteri oturtmaya çalıştığımız dönemler. Belki de çoğumuz o dönemi sağlıklı atlatamadı ve bu küçük akıllı şeyler bize mazeret oldu. Yani biz hep 14 tük aslında, kim bilir?

Facebook'ta yorum yaparken, twitter'da 140 karakter sıkmaya çalışırken (bol heştegli) konumunu açmak (hele hele ciks bir mekanda ise, ben buradayım diye yazmayacak kadar mütevazi ama yaptığı yorumda konumunu açık tutacak kadar sinsiiiii), hele o Foursquare nedir? Başkan maşkan yapıyor insanları.

Şu güzelim cihazları kullanırken içimizde sakladığımız kıskanç, fesat ve anti-mütevazi canavarı durduralım. 

Mütevazilik iyidir, mütevazilik candır.