Paris'in belediye başkanı Anna Hidalgo dizel yakıt kullanan araçları yasaklamak ve Fransa başkentinde yarattıkları kirliliği ortadan kaldırmak istiyor. Yanlış giden ne olabilir?

Dizel araçlar konusundaki görüşler yıllar geçtikçe değişiyor.

Dizel yakıt çeşidi benzine nazaran daha verimli, fakat özellikle eski tip dizel motorların yarattıkları gürültü ve kirlilik malumunuz.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusuna ilgi arttıkça otomobil üreticileri daha temiz, daha sessiz dizel motorlar üreterek ekstra verimlilik kazanmaya zorlandılar.

Araçlar, dumanla birlikte ortaya çıkan partikülleri yakalamak için bir çeşit filtre ile donatıldılar. Birkaç ülke, bu gelişmenin dizel araçların çevre duyarlılığı konusunda atılan önemli bir adım olduğunu düşünerek bol bol ödüller dağıttı.

Fakat bu politika geri tepti!


Öncelikle, partikülleri tutan filtrelerde problemler var. Bazı sürücüler bu filtreleri çıkarıp attılar çünkü bazen araç motorunun tam ısınmadığı zamanlarda sorun yaratıyor.

Diğer husus ise, dizel motorlar halen insanların ciğerlerinde solunum problemleri yaratan nitrojendioksit (NO2) üretiyor.

Şimdilerde, Avrupa hava kirliliği kanunlarına uyum için, politikacılar utanç verici bir U-dönüşü yapmaya zorlanıyor ve sürücülere, zamanında çevreci oldukları için övdükleri dizel motorları artık bırakmaları gerektiğini söylemeleri bekleniyor.

Bazı Avrupa ülkeleri halihazırda temiz hava şartlarına uymamaktalar. AB'nin NO2 limiti 2012 yılında tam 301 bölgede sınırı aşıyordu, bunlardan 7 'si Londra'da bulunmaktaydı. Marylebone caddesinde ise limiti iki katından fazla aşıyordu. Atina, Berlin, Brüksel, Madrid, Paris ve Roma limiti aşan önemli yerleşim yerleri arasında.

İnsan sağlığına zaralı olan sadece karbon salınımı değil. Partiküller, ozon, NO2, poliaromatik hidrokarbonlar da zararlı salınımlar arasında.

Politikacılar şimdi AB mahkemelerini en yakın zamanda havayı temizleyeceklerine ikna etme gayretindeler.

Paris belediye başkanı şehir merkezinde dizel araçları yasaklayarak "yaya ağırlıklı" bir trafik oluşturmayı planlıyor. "2020 yılı itibariyle Paris'de dizel araç kalmasını istemiyorum." diyor ve ekliyor "elektrikli araçları motive ederek ve turistleri taşıyan otobüslere limit koyarak halk sağlığı riskini azaltabiliriz."

2020 yılında tamamlanacak olan 141 milyon dolarlık bisiklet yolu yapımı ile bisikleti favori ulaşım aracı haline getirmeyi planlıyor.

Londra belediye başkanı Boris Johnson, 516 milyon dolar harcama yaparak, 2400 hibrid otobüs, sıfır emisyonlu taksiler ve 10.000 yeni dikilecek ağaç ile hava kirliliği sorununu çözeceğine söz veriyor. Bu açıklamayı Oxford caddesindeki NO2 oranının dünyadaki en yüksek limitlere ulaştığını baskıyla kabul etmesinden birkaç hafta sonra yapmak zorunda kaldı.

Londra merkezi 2020 yılında "ultra düşük emisyon alanı"na sahip olacak. Johnson sağlık ve çvre lobileriyle yaptığı görüşmelerde AB hedeflerine ulaşmak için çok uğraştığını söylemekten geri kalmıyor.

Avrupa Çevre Ajansına göre, Avrupa'daki yeni doğan ölümlerinin çoğu kirli hava sebebiyle gerçekleşiyor. Geniş alanlara yayılabilecek tehlikeli hastalıklara da sebep olacağını öngörüyor.

Partiküller ve toprak seviyesi ozonu en zararlı maddeler. Bu maddeleri kirlilik yaymaktan başka işe yaramayan araçlar, yük gemileri ve bazı sanayi kollarının çoğunlukla saldığını biliyoruz.

İnsan sağlığını ve çevreyi olumsuz etkileyen bunca duruma rağmen bazı politikacıların AB'nin hava kirliliği standartlarını yüksek bularak biraz gevşetme yapmasını arzuladığı ise konuşulanlar arasında.


Sizce ne zaman gerçekten kalıcı ve katı kurallarla havamızı temizleyebiliriz, yoksa bu hiç mümkün değil mi?